"Işık" / 1.Sayfa
Parkinson Hastalığı İçin Omurilik Kordu Stimülasyonu: Ağrı ve Motor Sonuçların Sistematik İncelemesi ve Meta-Analizi
Makale, Parkinson hastalığı (PD) tedavisinde Omurilik Kordu Stimülasyonu’nun (OKS) kullanımı üzerine toplam 76 hastayı içeren on bir çalışmanın meta-analizini tartışmaktadır. Analiz, OKS’nin motor fonksiyon ve ağrıda iyileşmeye yol açtığını, sırasıyla UPDRS-III ve VAS/NRS skorlarıyla ölçüldüğünü gösterdi. Tedavi, takılma nedeniyle kalıcı ve geri dönüşü olmayan nörolojik eksikliklerin rapor edilmediği şekilde güvenli görünmektedir.
Ancak, OKS’nin PD’nin motor semptomları üzerindeki etki büyüklüğü, subthalamic Derin Beyin Stimülasyonu (DBS) gibi diğer nöromodülasyon teknikleriyle kıyaslandığında nispeten küçüktü. OKS ve motor iyileşme arasındaki ilişki, bir alt grup analizi tarafından önerildiği gibi, ağrı rahatlaması tarafından etkilenebilir.
Makale ayrıca PD tedavisinde OKS için potansiyel eylem mekanizmalarını, hem supraspinal duyusal ağları hem de omurilik ağlarını tartışmaktadır. Motor iyileşmeyi teşvik etmek için optimal stimülasyon parametreleri hala tartışmalı bir konudur.
Ağrı rahatlaması konusunda, OKS, düşük sırt ağrısı olan PD hastalarında VAS/NRS skorlarında önemli bir iyileşme gösterdi. Ancak, bu etki büyüklüğünün tahmini, çalışma heterojenitesi, plasebo kontrol gruplarının eksikliği ve potansiyel yayın yanlılığı tarafından etkilenebilir.
Çalışma, PD tedavisinde OKS’nin gerçek etki büyüklüğünü belirlemek ve daha iyi sonuçlar için stimülasyon parametrelerini optimize etmek için plasebo kontrollü daha büyük ve standartlaştırılmış denemelere ihtiyaç duyulduğunu vurgulamaktadır.
Sonuç olarak, analiz, OKS’nin PD hastaları için motor ve ağrı yararları sunabileceğini ancak çalışmanın kısıtlamalarını ele almak ve OKS’nin PD yönetimindeki rolünü daha iyi anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu önermektedir.
Hazırlayan: Oğuzalp Atalay
Akne vulgaris, gençleri etkileyen ve psikososyal sorunlara neden olan yaygın bir durumdur. Tedaviler arasında topikal ajanlar, kimyasal peelingler, ablatif lazerler, fraksiyonel lazerler ve subcision ve cerrahi gibi daha invaziv yaklaşımlar yer almaktadır. Akne skarlarının tedavisinde endo-radyofrekans subkizyonun etkinliğini ve güvenliğini değerlendirmek için akne skarı olan 30 hastayı içeren bir çalışma yürütülmüştür. Sonuçlar, hastaların çoğunda (%60) %25-50 iyileşme oranı ile kantitatif Goodman ve Baron skorunda önemli bir iyileşme olduğunu göstermiştir. Çalışma, endo-radyofrekans subkizyonun oldukça güvenli ve etkili bir tedavi olduğunu ve tedavi edilen hastalar arasında yüksek bir memnuniyet oranı olduğunu ortaya koymuştur. Yan etkiler minimal ve geçiciydi. Genel olarak, endo-radyofrekans subkizyon akne skarlarının tedavisinde umut verici bir seçenektir.
Hazırlayan: Elif Özge İnan
Maternal Mikrobiyom Bozukluğu, Yavruların Davranışlarında Eksikliklere Neden Olur: Sistematik Bir İnceleme Ve Meta-Analiz
Bu meta-analiz, annenin bağırsak mikrobiyotasındaki bozulmanın (MMD) nörogelişim döneminde yetişkin dönemdeki yavruların davranışları üzerindeki etkisini incelemiştir. Fareleri içeren on üç ön klinik çalışma analize dahil edilmiştir. Sonuçlar, MMD’nin yetişkin yavrularda davranış bozukluklarına yol açabileceğini göstermiştir. Özellikle sosyal davranış ve obsesif-kompulsif benzeri davranış parametreleri MMD ile önemli ölçüde azalmıştır. Ancak, bellek, anksiyete benzeri davranış, şizofreni benzeri davranış ve depresyon benzeri davranış üzerindeki etki belirsiz veya anlamlı değildir. Bu nedenle, deneysel doğum öncesi MMD, psikiyatrik bozukluklarla ilişkili davranışsal parametreleri olumsuz yönde etkileyebilir ve yavrulara dikey olarak aktarılabilir.
Hazırlayan: Elif Özge İnan
Bu çalışma, masaj terapisinin kanser ağrısı üzerindeki etkilerini inceledi. 1000 hastayı içeren 13 deneyi incelediler. Sonuçlar, masaj terapisinin kanser ağrısını önemli ölçüde azalttığını gösterdi, özellikle cerrahi geçiren hastalarda veya belirli kanser türlerine sahip olanlarda daha etkili oldu. Ayak refleksolojisi ve el akupresürü faydalı bulundu, el akupresürü daha etkili oldu. Daha iyi ağrı giderimi için 10 ila 30 dakikalık masaj süresi ve en az bir haftalık süre önerildi. Masaj terapisi ile ilgili olumsuz olaylar bildirilmedi.
Sonuç olarak, masaj terapisi kanser ağrısını hafifletmek için ek bir tedavi olarak düşünülebilir, özellikle belirli kanser türlerine veya cerrahi geçiren hastalara sahip olanlarda etkili olmuştur. Ayak refleksolojisi ve el akupresürü etkili yöntemler olarak bulundu. Daha iyi sonuçlar için 10 ila 30 dakikalık masaj süresi ve en az bir haftalık süre önerildi.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz
Bu çalışma, 1721 hastanın katıldığı 26 rastgele kontrollü denemenin sistematik bir incelemesini ve meta-analizini sunuyor. Amaç, hidrolize kollajen (HC) takviyesinin cilt nemliliği ve esnekliği üzerindeki etkilerini değerlendirmek. Sonuçlar, HC takviyesinin cilt nemliliğini ve esnekliğini plasebo grubuna kıyasla önemli ölçüde artırdığını gösterdi. Farklı kollajen kaynakları veya takviye süresi arasında cilt esnekliği üzerinde belirgin farklar bulunmadı. Bu bulgular, HC takviyesinin cilt sağlığına olumlu etkileri olabileceğini düşündürmektedir. Ancak, daha büyük ölçekli çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz
Helicobacter Pylori Enfeksiyonunun Eradikasyonunda Hibrit Tedavi Daha Mı Etkilidir? Sistematik Bir Gözden Geçirme Ve Meta-Analiz
Makale, Helicobacter pylori (H. pylori) bakterisinin neden olduğu mide sorunlarının tedavisinde kullanılan non-bizmut dörtlü tedavi olan Hibrit Tedavi (HT)’yi, sıralı tedavi (ST) ve eşzamanlı tedavi (CT) ile karşılaştırıyor. Çalışma, 2993 hastayı içeren 10 randomize kontrollü deneyi kapsayan sistemik bir incelemeyi içeriyor. Sonuçlar, HT’nin mükemmel eradikasyon oranlarına (ITT için %86, PP için %91,7) sahip olduğunu ve hem CT hem de ST ile benzer etkinliğe sahip olduğunu gösterdi. Ayrıca, HT’nin CT’ye göre daha iyi bir güvenlik profiline sahip olduğu, advers olayların daha az görüldüğü ve ST ile benzer sonuçlar elde edildiği görüldü. Ek olarak, HT’nin CT’ye kıyasla daha yüksek uyum oranlarına ve hafifçe daha düşük uyum oranlarına sahip olduğu belirlendi. Genel olarak, bulgular HT’nin H. pylori eradikasyonu için umut verici bir tedavi seçeneği olduğunu, olumlu bir güvenlik profiline ve iyi uyum oranlarına sahip olduğunu gösteriyor.
Hazırlayan: Ceren Sert
Vareniklin Burun Spreyinin Kuru Göz Belirtilerinin Yönetimi için Etkinlik ve Güvenliği: Sistematik Bir Derleme ve Meta-Analiz
Bu makale, kuru göz hastalığının (DED) yönetimi için vareniklin burun spreyinin (VNS) etkinliğini ve güvenliğini değerlendiren sistematik bir derleme ve meta-analiz sunmaktadır. DED, kararsız bir gözyaşı filmiyle karakterize edilen ve genellikle gözyaşı takviyesi ile tedavi edilen bir durumdur. Vareniklin gibi nikotinik asetilkolin reseptörü (nAChR) agonistleri, DED tedavisinde umut vadeden etkiler göstermiştir.
Meta-analiz, VNS’nin 28. günde anestezik Schirmer test skorunda (STS) baz alınan ortalama değişiklikte anlamlı bir iyileşme sağladığını, böylece bazal gözyaşı üretiminin arttığını gösterdi. Güvenlik açısından, VNS hiçbir ciddi advers olaya (SAE) veya gözle ilgili advers olaya (AE) neden olmadı. Bununla birlikte, öksürük ve boğaz tahrişi gibi burun boşluğuyla ilişkili advers olayların önemli bir artışı vardı.
Sonuç olarak, VNS, gözyaşı üretimini artırarak DED belirtilerini önemli ölçüde iyileştirdi. Tedavi genellikle güvenliydi ve SAE veya gözle ilgili AE’ye rastlanmadı. Ancak, bazı hastalarda burun boşluğuyla ilişkili advers olaylar yaşandı. Dahil edilen çalışmalar düşük önyargı riskine sahipti ve bu da bulguların güvenilirliğini destekliyor.
Hazırlayan: Oğuzalp Atalay
Bu makale, Grup B Streptokok (GBS) enfeksiyonuna karşı bebekleri korumak için maternal olarak uygulanacak bir aşı için potansiyeli tartışıyor. Çalışmada, hamile kadınlara hexavalent CPS-cross-reactive material 197 glikokonjugat aşısının (GBS6) farklı formülasyonlarından bir doz verilerek güvenlik ve immünojenite değerlendirildi. Sonuçlar, doğal yolla kazanılan anti-kapsüler polisakkarit (CPS) IgG konsantrasyonlarının bebeklerde GBS riskini azalttığını gösterdi. Çalışma, hastalık riskinde %75 ila %95 azalmayla ilişkilendirilen IgG seviyeleri için koruyucu eşik değerlerini tanımladı. GBS6, tüm serotiplere karşı maternal antikor yanıtları oluşturdu ve bu antikorlar, bebeklere invaziv GBS hastalığına karşı koruma sağlayacak düzeylerde aktarıldı. Aşı, umut verici güvenlik ve immünojenite profillerine sahiptir ve bebekleri GBS’ye karşı korumak için maternal bağışıklama için potansiyel bir adaydır.
Hazırlayan: Oğuzalp Atalay
Bu çalışma, genç sağlıklı yetişkinlerde şekerli içeceklerden (SSB) yapay tatlandırılmış içeceklere veya suya geçişin etkilerini 12 haftalık bir süre boyunca araştırmayı amaçladı. Katılımcılar üç gruba ayrıldı: bir grup SSB’leri yapay tatlandırılmış içeceklerle değiştirdi, diğer grup SSB’leri su ile değiştirdi ve üçüncü grup SSB tüketimine devam etti. Çalışma, kısa dönemli sözel bellek, bel çevresi-boy oranı, dürtüsellik, adipozite veya glukoz toleransı açısından gruplar arasında anlamlı farklılık olmadığını buldu. Bununla birlikte, suya geçen katılımcılar güçlü sukroz çözeltilerine olan beğenilerinde önemli bir azalma gösterdi. Genel olarak, çalışma, SSB’lerden yapay tatlandırılmış içeceklere veya suya geçişin, 12 haftalık deneme süresi boyunca bilişsel veya metabolik sağlık üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığını önermektedir.
Hazırlayan: Oğuzalp Atalay
Orta Ve Şiddetli Alerjik Astımı Olan Çocuklarda Budesonid Formoterol Ile Kombine Omalizumabın Klinik Etkinlik, Pulmoner Fonksiyon, İmmün Fonksiyon Ve Advers Reaksiyonlar Üzerindeki Etkileri
Bu çalışma, orta ve şiddetli alerjik astımı olan çocuklarda omalizumabın budesonid formoterol ile birleştirilerek tedavi edilmesinin etkinliğini ve güvenliğini değerlendirdi. Araştırmacılar 88 çocuğun verilerini inceledi ve onları iki gruba rastgele ayırdı. Deneysel grup, budesonid formoterol inhalasyon tedavisine ek olarak omalizumab subkutan enjeksiyonu aldı. Sonuçlar, deney grubunda solunum fonksiyonlarının ve immün fonksiyon endekslerinin iyileştiğini, astım kontrol testi puanlarının yükseldiğini ve genel olarak daha iyi yanıt oranının olduğunu gösterdi. Her iki grupta da olumsuz reaksiyonların benzer oranda görüldüğü bulundu. Sonuç olarak, omalizumabın budesonid formoterol ile birleştirilmesi çocuklardaki orta ve şiddetli alerjik astım tedavisinde etkili ve güvenli olabilir. Bu kombinasyon tedavi seçeneği, klinik uygulama için değerlendirilmeye değer görünmektedir.
Hazırlayan: Ceren Sert