"Işık" / 6.Sayfa
Bu çalışmanın amacı, sağlıklı bireylerde uyarılmış yürüme asimetrisi olan kişilerde pasif tek taraflı kalça ekzosuit etkisinin değerlendirilmesiydi. Araştırmacılar, bölünmüş bantlı koşu bandında yürürken ekzosuit kullanılmasının başlangıç uyum denemesinde ve bağlı yapılandırmaya geri dönüldüğünde uyarılmış asimetriyi azaltacağını hipotez etmişlerdi. Sonuçlar bu hipotezi kısmen destekledi.
Ekzosuit, bölünmüş bantlı koşu bandında erken uyum döneminde adım uzunluğu asimetrilerini ekzosuit olmadan olan grupta değiştirmedi. Benzer şekilde, pasif kalça ekzosuiti, bölünmüş bantlı koşu bandında yürürken zamanla ilgili (stance ve swing zamanı) asimetriyi hafifletmedi. Ancak, ekzosuitin bölünmüş bantlı yürüyüşle birleştirilmesi, uyum sonrası dönemin başlangıcında bağlı yapılandırmaya döndüğünde grup içi adım uzunluğu asimetrilerini azalttı.
Zamanla ilgili asimetri her iki grupta da uyum denemeleri boyunca devam etti, ancak uyum denemelerinin sonunda adım uzunluğu asimetrisi tüm gruplarda baz çizgi seviyelerine doğru yavaşça azaldı, bu da ekzosuitin uyum dönemi boyunca asimetri üzerinde önemli bir etkisinin olmadığını göstermektedir.
Çalışmanın bulguları, tek taraflı pasif kalça ekzosuitinin, bantların bağlı yapılandırmaya döndüğünde adım uzunluğu asimetrilerini azaltarak yürüme özelliklerini değiştirme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Bu basit ve hafif tasarım, sağlıklı bireylerde yürüme paternlerini değiştirmenin mümkün olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, farklı düzenlemelerin, cihazla uzatılmış açık alanda yürümenin ve asimetrik adımlama desenine sahip hasta popülasyonlarında test edilmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Bu cihazların uzun vadeli etkilerinin anlaşılması, hasta popülasyonları için terapötik müdahaleleri geliştirme ve yaygın erişilebilir çözümlerin ortaya çıkmasına olanak tanıyabilir.
Hazırlayan: Oğuzalp Atalay
1 Yıllık Takipten Sonra COVID-19'un Önlenmesinde Dendritik Hücre Aşısının Güvenliği Ve Etkinliği: Faz I Ve II Klinik Deneme Nihai Sonucu
Bu çalışma, kişinin kendi bağışıklık hücrelerinden yapılan, SARS-CoV-2 proteini ile birlikte inkübe edilen kişiselleştirilmiş aşıları incelemiştir. 1 yıllık takip sonucunda, bu aşının COVID-19’u önlemede güvenli ve etkili olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların küçük bir yüzdesi hafif yan etkiler yaşamış, ciddi COVID-19 vakası bildirilmemiştir. Araştırmacılar, aşının etkinliğini doğrulamak ve diğer olası yan etkileri değerlendirmek için daha büyük denemeler yapılmasını önermektedir.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz
Prematürite Ve / Veya Düşük Doğum Ağırlığının Nörogelişimsel Sonuçlar Üzerindeki Etkilerindeki Cinsiyet Farklılıkları: Sistematik Derleme Ve Meta-Analizler
Bu inceleme, erken doğum ve düşük doğum ağırlığının erkeklerde ve kızlarda bilişsel ve davranışsal gelişim üzerindeki etkilerini araştırdı. Çalışma, 75 araştırma makalesini kapsıyordu, ancak sadece 24’ü detaylı analiz için veri sağladı. Sonuçlar, hem ciddi hem de orta düzeyde erken doğum/düşük doğum ağırlığının bilişsel fonksiyon ve davranışları etkilediğini gösterdi, ancak erkeklerle kızlar arasında önemli farklar bulunmadı. Bir cinse diğerinden daha fazla etkilenen inanışı daha fazla incelenmelidir.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz
Emziren Anneler Arasında Erken Yenidoğan Döneminde Anne Yumurtası Alımının Etkisi ve 12 Ayda Bebek Yumurtası Alerjisi Riski: Randomize Bir Klinik Çalışma
Bu çalışma, doğumdan sonra annenin yumurta tüketiminin, 12 aylık emzirilen bebeklerde yumurta alerjisinin gelişimini etkileyip etkilemediğini araştırdı. Anneler iki gruba ayrıldı: bir grup doğumdan sonraki ilk 5 gün boyunca yumurta tüketti (MEC grubu), diğer grup ise yumurtayı diyetlerinden çıkardı (MEE grubu). 12 ay sonra, iki grup arasında yumurta alerjisi veya yumurta beyazına duyarlılık açısından anlamlı bir fark yoktu. Çalışma, doğumun hemen sonrasındaki dönemde annenin yumurta tüketiminin, emzirilen bebeklerde 12 ayda yumurta alerjisi riskini etkilemediğini önermektedir.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz
Gebelikte D Vitamini Takviyesi ve D Vitamini Durumu ve Konjenital Anomali Riski-Sistematik Bir İnceleme ve Meta-Analiz
Bu çalışma, anne adaylarının hamilelik sürecinde D vitamini takviyesi veya D vitamini düzeyleri ile bebeklerde doğuştan gelen anomali (CA) riski arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Dört rastgele kontrollü çalışmanın meta-analizi, D vitamini takviyesinin CA üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığını göstermiştir. Ancak bir vaka-kontrol çalışmasında, düşük D vitamini düzeylerinin (s-25OHD < 20 nmol/L) nöral tüp defektleri ile ilişkilendirildiği bulunmuştur. Sonuçların yorumlanması için daha fazla araştırma yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz
Bu çalışma, egzersiz sonrası kas ağrısını azaltmada ve inflamasyonu iyileştirmede 18 günlük yaban mersini takviyesinin etkisini incelemiştir. Katılımcılar iki gruba ayrılmıştır; bir grup yaban mersini takviyesi alırken diğer grup plasebo almıştır. Sonuçlar, yaban mersini grubunun kanlarında bazı anti-inflamatuar bileşiklerin daha yüksek düzeylere sahip olduğunu göstermiştir. Ancak her iki grup da egzersiz sonrasında hala kas ağrısı ve hasar yaşamıştır. Genel olarak, çalışma yaban mersini takviyelerinin inflamasyon için bazı faydaları olabileceğini, ancak yoğun egzersiz sonrası kas ağrısını tamamen önlemeyebileceğini göstermektedir.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz
İskemik İnme İçin Tanısal Biyobelirteçler Olarak Dolaşımdaki MikroRNA'lar: Kapsamlı Analiz ve Gerçek Dünya Doğrulama Kanıtları
Bu çalışma, sirküle eden mikroRNA’ları (miRNA’lar) iskemik inme (IS) için potansiyel teşhis biyobelirteçleri olarak araştırmaktadır. Kapsamlı analiz ve gerçek dünya doğrulama yoluyla, 12 farklı ifade edilen miRNA tespit edilmiştir. Bunlardan dördü (hsa-let-7e-5p, hsa-miR-124-3p, hsa-miR-17-5p, hsa-miR-185-5p), IS hastalarında önemli düzeyde ifade edildiği gözlemlenmiştir. Yol analizi, bu miRNA’ların, IS sonrası tepkilerdeki rolünü belirlemiştir ve IS için teşhis veya tedavi hedefleri olarak umut vadetmektedir.
Hazırlayan: Oğuzalp Atalay
Mesenchymal Kök Hücre Tedavisi, Prematür Over Yetmezliğinde Over Fonksiyonunu İyileştiriyor: Ön Klinik Çalışmalara Dayalı Sistematik Derleme ve Meta-Analiz
Bu makale, mesenchymal kök hücre (MSC) tedavisinin, prematür over yetmezliği (POF) tedavisindeki potansiyelini araştıran ön klinik çalışmaların sistematik bir derlemesi ve meta-analizini sunmaktadır. Araştırmacılar, ilgili çalışmaları bulmak için yedi veritabanını taradı ve analizlerine 1.079 hayvanı içeren toplam 37 çalışmayı dahil ettiler.
Meta-analiz sonuçları, MSC naklinin over fonksiyonuyla ilgili çeşitli faktörlerle önemli ilişkileri olduğunu gösterdi. Bunlar arasında E2 (östrojen) seviyelerinin artması, FSH (folikül uyarıcı hormon) seviyelerinin azalması ve primer, sekonder ve primitif foliküllerin sayısında olumlu etkiler yer aldı. AMH, LH, INHB, antral foliküller, büyüyen foliküller, olgun foliküller ve erken antral gibi diğer sonuçlar da MSC tedavisinin önemli etkilerinin olduğu bulundu.
Araştırmacılar, MSC naklinin POF hayvan modellerinde terapötik etkiler gösterdiği sonucuna vardılar. Bu tedavinin cinsel döngü düzenini düzeltmeye, serum hormon düzeylerini daha olumlu bir duruma getirmeye ve over fonksiyonunu geri kazandırmaya yardımcı olabileceği görüldü. Bu bulgular, MSC’lerin POF için aday bir tedavi yöntemi olarak potansiyelini göstermektedir; ancak bu sonuçları doğrulamak için insanlarda daha fazla araştırma ve klinik deneylere ihtiyaç vardır.
Hazırlayan: Oğuzalp Atalay
İn Vitro Fertilizasyon Siklusu Uygulanan İnfertil Kadınlarda Endometriyal Çizik Hasarı: Sistematik Bir İnceleme Ve Meta-Analiz
Bu çalışma, endometriyal çizik hasarının (ESI) in vitro fertilizasyon (IVF) uygulanan infertil kadınlar üzerindeki etkisini değerlendirmiştir. IVF döngülerinde ESI’nin 9084 kadını içeren 41 randomize kontrollü çalışmasını içermektedir. Birincil sonuçlar klinik gebelik, devam eden gebelik ve canlı doğum oranlarıydı. Sonuçlar, ESI’nin IVF döngüsü geçiren kadınlarda klinik gebelik, devam eden gebelik, canlı doğum, çoğul gebelik ve implantasyon oranlarını artırdığını göstermiştir. Klinik gebelik oranı için odds oranı 1,34 iken, canlı doğum oranı için odds oranı 1,30’dur. Genel olarak, ESI’nin infertil kadınlarda IVF sonuçları üzerinde önemli bir etkisi olduğu gösterilmiştir.
Hazırlayan: Oğuzalp Atalay
Pişirme Ve Mumlardan Kaynaklanan İç Mekan Ultra İnce Partiküllerine Kısa Süreli Maruziyet Sonrası Sağlık Etkilerinin Hava Yolu Ve Sistemik Biyobelirteçleri - Hafif Astımlı Bireyler Arasında Randomize Kontrollü Çift Kör Çapraz Çalışma
Çalışma, hafif astımı olan genç bireylerde pişirme ve mum yakma gibi iç mekan hava kirliliğinin etkilerini inceledi. Çeşitli sağlıkla ilgili göstergeleri ölçtüler ve pişirme ve mum dumanlarının belirli biyobelirteçlerdeki hafif bir inflamasyona neden olduğunu buldular. Özellikle, pişirme maruziyeti oksidatif hasarlı DNA ve belirli kan lipitlerini artırdı. Mum maruziyetinin ise sistemik inflamasyon üzerinde önemli bir etkisi yoktu. Genel olarak, çalışma iç mekan hava kirliliğinin pişirme ve mumlardan kaynaklanan bazı sağlık etkilerine neden olabileceğini, ancak gözlenen inflamasyonun ciddi olmadığını gösteriyor.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz