"Işık" / 5.Sayfa
Çocuklarda Perioperatif Kaygıyı Hafifletmek Ve Çıkış Deliryumunu Azaltmak Için Bireysel Çizgi Film Videosu: Olasılıklı Rastgele Deneme
Çalışma, adenoidektomi ve adenotonsillektomi geçiren pediatrik hastalarda bireysel çizgi filmlerinin perioperatif anksiyeteyi önemli ölçüde azaltabildiğini ve çıkış deliryumunu hafifletebildiğini buldu. Videolar, hastaların ameliyat odasına giriş sırasında anksiyeteyi azaltmaya yardımcı oldu ve perioperatif süreç boyunca anksiyete düzeylerini düşürmeye devam etti. Bireysel çizgi filmlerinin kullanımı, çocuklardaki anksiyete ve deliryumu azaltmada etkili bir yöntem olarak kanıtlandı ve onların perioperatif deneyimini geliştirmek için basit ve invaziv olmayan bir yöntem sunmaktadır. Bu yaklaşım, pediatrik hastalardaki anksiyete yönetimi için mevcut tekniklere değerli bir katkı olabilir.
Hazırlayan: Ceren Sert
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı Olan Hastalarda Epikardiyal Yağ Dokusu: Meta-Analiz Ve Çalışma Sıralı Analizi İle Sistematik Inceleme
Sınırlı veriler, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) hastalarında, anti-enflamatuar özelliklere sahip ve serbest yağ asidi fonksiyonlarını düzenleyen bir splanknik yağ dokusu olan epikardiyal yağ dokusunun (EAT) patolojik olarak yükseldiğini göstermektedir. EAT ve KOAH arasındaki ilişkiyi araştırmak için bir meta-analiz yapılmıştır. Çalışmaya 596 hasta dahil edilmiş ve KOAH hastalarının kontrol grubuna kıyasla önemli ölçüde daha fazla EAT’ye sahip olduğu bulunmuştur. Ayrıca KOAH hastalarında CRP düzeyleri KOAH olmayan hastalara göre daha yüksekken, trigliserit ve LDL düzeyleri KOAH olan ve olmayan hastalar arasında anlamlı farklılık göstermemiştir. KOAH hastalarında anormal derecede yüksek EAT, sistemik enflamatuar yanıtlarla ilişkili olabilir.
Hazırlayan: Elif Özge İnan
Koroner Arter Hastalarında Su Temelli Egzersizlerin Tepe Oksijen Tüketimi, Egzersiz Süresi ve Kas Gücü Üzerindeki Etkileri: Meta-Analiz ile Sistematik Bir İnceleme
Su temelli egzersizler kardiyak rehabilitasyon programlarında giderek daha fazla kullanılmaktadır, ancak koroner arter hastalığı (KAH) olan hastaların egzersiz kapasitesi üzerindeki etkileri hakkında sınırlı veri bulunmaktadır. Sekiz çalışmanın sistematik bir incelemesi, su bazlı egzersizin KAH hastalarında egzersiz yapmayan kontrollere kıyasla pik oksijen tüketimini (VO2), egzersiz süresini (0,6) ve toplam vücut gücünü (32,2) artırdığını bulmuştur. Ancak, su bazlı egzersiz artı kara egzersizi grubundaki katılımcılar için kara egzersizi grubuna kıyasla pik VO2’de anlamlı bir fark bulunmamıştır. Bu durum, su temelli egzersizin KAH hastalarında egzersiz kapasitesini artırmak için alternatif bir yöntem olabileceğini düşündürmektedir.
Hazırlayan: Elif Özge İnan
Dal Retinal Ven Oklüzyonu İçin 3 Aylık Anti-Vasküler Endotelyal Büyüme Faktörü Ajanlarının Yüklenmesine Kıyasla Ihtiyaç Duyulduğunda Intravitreal Enjeksiyonun Etkinliği
Vasküler endotel büyüme faktörü (VEGF) karşıtı ajanların dal retinal ven oklüzyonu (BRVO) tedavisindeki etkinliği araştıran bir meta-analiz yapıldı. Meta-analiz, PRN (pro-re-nata) rejimi ile üç ardışık aylık enjeksiyon rejimi ardından PRN rejimi (3 + PRN) arasındaki tedaviyi karşılaştıran çalışmaları inceledi. İlgili 195 rapordan altı karşılaştırmalı çalışma analize dahil edildi. Sonuçlar, en iyi düzeltilmiş görme keskinliğindeki (BCVA) ve merkezi retina kalınlığındaki (CRT) değişimi ölçtü, ayrıca enjeksiyon sıklığı da incelendi. İki grup arasında BCVA veya CRT açısından anlamlı bir fark bulunmadı, ancak PRN grubu, takip süresince toplam enjeksiyon sayısında 3 + PRN grubuna göre anlamlı bir şekilde daha düşüktü. Bu çalışma, BRVO tedavisinde ihtiyaç haline göre yapılan enjeksiyonların aylık yüklenme ile aynı derecede etkili olduğunu ve daha az tedavi yükü getirdiğini göstermektedir.
Hazırlayan: Ceren Sert
Elektrofizyoloji Ve 5-ALA Floresansı Kullanılarak Belirgin Bölgeleri Çevreleyen Diffüz Gliomalarda Kontrast Arttırıcı Tümörün Rezeksiyonu: Rezeksiyon Oranlarının Ve Nörolojik Sonucun Değerlendirilmesi-Sistematik Bir İnceleme Ve Meta-Analiz
Sistemik derleme ve meta-analizde, 5-aminolevulinik asit (5-ALA) ve intraoperatif nöromonitörizasyonun (IONM) birlikte kullanımının yüksek dereceli gliom (HGG) vakalarında etkisini incelemiştir. Bu birleşik yaklaşım, toplam tam iyileştirme oranını %73.3 olarak göstermiş ve %61.9 ila %84.8 arasında değişmiştir. Ayrıca, %62.4’lük bir oranda tam 5-ALA iyileştirmesi sağlanmış ve %28.1 ila %96.7 arasında değişmiştir. Ameliyatların %20.5’inde haritalama bulguları nedeniyle durdurulmuştur. Ameliyat sonrası nörolojik düşüş oranı %29.2 olup, bu oran ameliyat sonrası 90. günde sadece %4.6’ya düşmüştür. Yazarlar, 5-ALA ve IONM’nin dengeli kullanımının maksimum güvenli rezeksiyonu sağlamak için önemli olduğunu vurgulamışlardır.
Hazırlayan: Ceren Sert
Testosteron Replasman Tedavisinin Düşük ve Düşük Normal Testosteron Düzeylerine Sahip Yaşlı Erkeklerde Kas Gücü Üzerindeki Etkileri: Sistematik Bir İnceleme ve Meta-Analiz
Bu meta-analiz, düşük testosteron seviyelerine sahip yaşlı erkeklerde Testosteron Yerine Koyma Tedavisi’nin (TYKT) etkilerini inceledi. 13 çalışma ve 2043 hasta üzerinde yapılan analizde, TYKT’nin kas gücünde belirgin bir artış sağladığı görüldü, özellikle intramusküler uygulamada etkinliği daha yüksek bulundu. Başlangıçta düşük testosteron seviyelerine sahip olanlarda, TYKT’nin etkisi daha belirgin oldu. Öte yandan, TYKT grubu ile plasebo grubu arasında olumsuz olayların risk oranlarında anlamlı bir fark saptanmadı. Sonuç olarak, TYKT yaşlı, düşük testosteron seviyelerine sahip erkeklerde kas gücünü artırmada faydalı olabilir.
Hazırlayan: Ceren Sert
Bu çalışma, matcha yeşil çayının direnç antrenmanına olan etkisini incelemeyi amaçlamıştır. Eğitilmemiş sağlıklı erkekler rastgele iki gruba ayrılmıştır: plasebo ve matcha grupları. Katılımcılar, 8 hafta (deneme 1) veya 12 hafta (deneme 2) süren direnç antrenmanlarına başlamadan önce günde iki kez ya plasebo içeceği ya da 1.5 g matcha yeşil çay tozu içeren matcha içeceği tüketmiştir.
Deneme 1’de, matcha grubundaki katılımcıların antrenmandan sonra bacak kuvvetlerinin artma eğiliminde olduğu görülmüştür. Ayrıca, matcha grubu, antrenmanın ilk haftasında plasebo grubuna kıyasla daha az yorgunluk yaşamıştır. Matcha tüketiminin bağırsak mikrobiyotasında bazı değişiklikler yaptığı ve bu değişikliklerin kas gücündeki artışla pozitif ilişkili olduğu gözlemlenmiştir. Deneme 2’de, matcha grubundaki katılımcıların antrenmana yanıt olarak iskelet kas kütlesinde daha büyük artış olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, matcha grubundaki katılımcıların salivary kortizol seviyeleri plasebo grubundan daha düşük çıkmıştır.
Sonuç olarak, günlük matcha yeşil çay içeceği tüketiminin direnç antrenmanına katılanlarda kas uyumunu artırabileceği ve stres, yorgunluk tepkileri ve mikrobiyota kompozisyonunu etkileyebileceği düşünülmektedir.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz
Bu çalışma, COVID-19 hastalarının bir yıl sonra çekilen bilgisayarlı tomografi (BT) taramalarını inceleyerek akciğer anormalliklerinin varlığını belirlemeyi amaçlamıştır. 1854 kişiyi içeren 14 çalışmanın verilerini analiz ettiler. Sonuçlar, hastaların %43.5’inde akciğer anormallikleri olduğunu ve akciğer dokusunda çeşitli değişikliklerin meydana geldiğini göstermiştir. Ancak, bu anormalliklerin yaygınlığı çalışmalar arasında önemli ölçüde değişiyordu. Araştırmacılar, akciğer sorunlarının varlığını etkileyen belirli faktörleri tespit edememişlerdir. Bu nedenle, COVID-19 sonrası hastalarda akciğer sekeli konusunda tam olarak anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirtmektedirler.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz
Meme Kanseri Hastalarında Farkındalığa Dayalı Tedavinin Ruhsal Esenliğe Etkisi: Randomize Kontrollü Bir Çalışma
Bu çalışma, meme kanseri hastalarının ruhsal iyi oluşları üzerinde bilinçli farkındalık temelli terapinin etkisini araştırmıştır. 70 katılımcıyla on aylık klinik deneme yapılmıştır. Terapi grubu, kontrol grubuna göre anlam, genel ruhsal iyi oluş, duygusal iyi oluş, fiziksel iyi oluş ve genel yaşam kalitesi alanlarında daha yüksek puanlar göstermiştir. Bulgular, bilinçli farkındalık temelli terapinin meme kanseri hastalarının ruhsal iyi oluşunu ve genel yaşam kalitesini artırabileceğini göstermektedir. Hemşireler, uygulamalarında bilinçli farkındalık temelli eğitimi düşünmeleri ve düzenli olarak etkilerini değerlendirmeleri konusunda teşvik edilmelidir.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz
Evde Hava Kirleticilerine Maruz Kalmak, Birinci Basamaktan Yaşlıların Mortalitesini Ve Kardiyovasküler Morbiditesini Etkiler Mi?
Bu çalışma, özellikle PM10 olarak bilinen hava kirleticilerinin, özellikle yaşlı hastalarda sağlık üzerindeki etkilerini incelemiştir. Araştırma, 6.880 hastanın yer aldığı ve 7 yıllık takip süresi olan bir çalışmanın verilerini analiz etmiştir. Sonuçlar, PM10 maruziyeti ile ölüm riski arasında olası bir ilişki olduğunu göstermiştir, özellikle periferik arter hastalığı (PAD) ile birleştiğinde. Ancak hava kirleticileri ile PAD başlangıcı arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
Sonuç olarak, PM10 gibi hava kirleticilerinin özellikle PAD’li hastalarda ölüm oranını artırabileceğine dair bazı bulgular ortaya çıkmıştır, ancak PAD başlangıcı ile doğrudan bir ilişki saptanmamıştır.
Hazırlayan: Şevval Kurnaz