"Pilot" / 7.Sayfa

Görme Kaybına Bağlı Beyinde Yapısal Değişiklikler: Sistematik Bir Derleme Ve Anatomik Olasılık Tahmini (ALE) Meta-Analizi

Bu makale, erken veya geç dönemde görme kaybı yaşayan bireylerde beyin morfometrik değişiklikleri araştıran çalışmaların sistematik bir derlemesini ve meta-analizini sunmaktadır. Nitel analiz, toplamda 890 erken kör (EB) katılımcı, 466 geç kör (LB) katılımcı ve 1257 görme kontrolünden oluşan 65 çalışmayı kapsamaktadır. EB çalışmalarının çoğunda gri madde/beyaz madde veya kortikal kalınlıkta anlamlı değişiklikler bildirilmiştir ve bu çalışmaların %85’ten fazlasında değişiklikler gözlenmiştir. LB bireyler için ise değişikliklerin bildirildiği çalışmaların yüzdesi %55 ila %75 arasında değişmektedir. Diffüzyon görüntüleme çalışmaları, EB ve LB’de değişiklikleri tutarlı bir şekilde rapor etmiştir, özellikle fraksiyonel anizotropi gibi diffüzyon parametrelerinde değişiklikler gözlenmiştir.

 

Belirli beyin alanlarında değişkenlik olsa da, erken ve geç körlerin retino-geniculo-striyat yol boyunca hacimsel azalmalarla ilişkili olduğu tutarlı bir bulgudur. En belirgin değişiklikler görsel kortikal alanlarda gözlenmiştir. Görsel korteksin dışında temporal, parietal ve prefrontal korteks gibi bazı morfometrik değişiklikler de gözlenmiş olsa da, bu değişiklikler birden fazla çalışmada tutarlı bir şekilde tekrarlanmamıştır. ALE analizi de çoğunlukla görsel kortekste değişiklikleri göstermiştir. Genel olarak, değişiklikler gri madde/beyaz madde hacminde kayıplar, kortikal incelme (erken görsel kortikal alanlarda hariç) ve beyaz madde mikro yapısının bütünlüğünde azalmaları işaret etmektedir.

 

Hayvan çalışmalarındaki raporların aksine, kör insanlarda kortikal alanlarda diğer duyusal alanlara yayılma gibi “uyumlu” nöroplastik değişikliklere dair çok az kanıt vardır. Derleme, erken görme kaybının nöron kaybına ve sinaptik budamada azalmaya neden olduğunu öne sürmektedir. Çalışma, görme ile ilişkili belirli beyin alanları olan lingual girus, corpus callosum’un spleniumu, parahipokampus, lentiform çekirdek ve ventral akım yolları gibi önemli morfolojik değişikliklerin belirlendiği alanları tanımlamıştır.

 

Geç başlangıçlı körlükte, tutarlı hacimsel azalmalar genellikle retino-geniculo-striyat sisteminde ve lingual girusda gözlenirken, diğer beyin bölgeleri için elde edilen sonuçlar çelişkilidir. LB katılımcılar arasındaki bulguların değişkenliği, geç başlangıçlı körlüğü tanımlamak için net bir kriterin olmamasından kaynaklanabilir.

 

Makale, körlükte beyin morfometrik değişikliklerin incelenmesindeki zorlukları tartışmakta ve yapısal ve nörofizyolojik teknikleri birleştiren gelecekteki araştırmaların körlük tarafından indüklenen plastisiteyi daha iyi anlamamıza yardımcı olabileceğini önermektedir. Bu anlayış, görme engelli bireylerin günlük zorlukları aşmalarına yönelik geliştirilmiş stratejilere yol açabilir.

Hazırlayan: Oğuzalp Atalay

 

(Paré S, Bleau M, Dricot L, Ptito M, Kupers R. Brain structural changes in blindness: a systematic review and an anatomical likelihood estimation (ALE) meta-analysis. Neurosci Biobehav Rev. 2023 Jul;150:105165. doi: 10.1016/j.neubiorev.2023.105165. Epub 2023 Apr 11. PMID: 37054803.)

 

İlerlemiş Karsinoma Midesinde Dosetaksel, Sisplatin ve 5-Flurasil Bazlı Kemoterapiye Yanıt Sonrası Kapesitabin Bakımının Etkinlik ve Toksisite Çalışması

Bu makalede, ileri mide kanseri hastalarında koruyucu kemoterapinin etkisini araştıran bir deneyden bahsedilmektedir. Çalışmada, başlangıç kemoterapisi sonrasında yanıt veren veya stabil durumdaki 50 hasta, kapecitabin adlı ilacı koruyucu tedavi olarak aldı. 18 aylık takip sürecinde tüm hastalarda hastalık ilerlemesi gözlendi, ancak tedaviye bağlı ölüm vakası rapor edilmedi. Ortalama tümör ilerlemesi süresi 10.3 aydı ve hastaların %10-15’i ciddi yan etkiler yaşadı. Tedavi gecikmeleri ise hastaların %75’inde görüldü. Sonuçlar, kapecitabin koruyucu tedavisinin ileri mide kanserinde tümör ilerlemesini geciktirmede etkili olabileceğini göstermektedir, ancak tedaviye bağlı yan etkiler ve gecikme sorunlarına dikkat çekmektedir.

Hazırlayan: Ceren Sert

(Maheshwari U, Goyal P, Goel V, Patnaik N, Koyyala VPB, Chaudhari K, Doval DC, Talwar V. Study of Efficacy and Toxicity of Capecitabine Maintenance After Response to Docetaxel, Cisplatin, and 5-Fluracil-Based Chemotherapy in Advanced Carcinoma Stomach. Gulf J Oncolog. 2023 May;1(42):40-46. PMID: 37283259.)

Küçük Tedavi Bölgeleri Için Tasarlanmış Ortokeratoloji Lenslerinin Miyopili Çocuk Ve Ergenlerde Uzun Süreli Koruma Ve Kontrol Etkileri

Bu ileriye yönelik kohort çalışması, çocuklar ve ergenlerde miyopi kontrolü için kullanılan küçük düzeltme bölgelerine sahip ortokeratoloji lenslerinin etkinliğini ve güvenliğini araştırdı. Çalışma, lenslerle tedavi gören miyop hastalarını içeriyordu. Küçük tedavi bölgeleri kullanan grup, geleneksel tasarıma sahip lensler kullanan gruba göre daha yavaş aksiyal büyüme ve daha düşük miyopi ilerleme hızları gösterdi. Ayrıca, küçük tedavi bölgeleri grubunda korneal topografide tedavi alanında azalma görüldü. İstenmeyen reaksiyonlar hafif düzeyde ve her iki grupta da %10 oranında meydana geldi ve zamanla iyileşti. Sonuç olarak, küçük tedavi bölgelerine sahip ortokeratoloji lenslerinin çocuklar ve ergenlerde miyopi tedavisinde aksiyal uzunluk büyümesini etkili bir şekilde azalttığı ve güvenli olduğu bulundu.

Hazırlayan: Ceren Sert

(Xu XL, Lin X, Zhao LH, Cai T, Du XL. [Long-term prevention and control effects of orthokeratology lenses designed for small treatment zones on children and adolescents with myopia]. Zhonghua Yan Ke Za Zhi. 2023 Jun 11;59(6):444-451. Chinese. doi: 10.3760/cma.j.cn112142-20220929-00476. PMID: 37264574.)

RASopatilerde Sinaptik Plastisite Ve Bilişsel İşlevin İyileştirilmesi - Tek Merkezli, Randomize, Çift-Kör, Paralel Grup, Plasebo Kontrollü, Çapraz Geçişli Klinik Deney (SynCoRAS)

Bu çalışma, RASopatiler adı verilen, RAS yolunu etkileyen bozukluklarda bilişsel bozulmaya odaklanmaktadır. Bu durumlardaki bilişsel bozulmanın sinaptik plastisite sorunlarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Hayvan çalışmaları, lovastatin (LOV) ve lamotrigin (LTG) gibi ilaçların sinaptik plastisiteyi ve bilişsel işlevi geliştirebileceğini göstermiştir. Bu klinik deneme, LOV ve LTG’nin RASopati hastalarında sinaptik plastisite, bilişsel işlev ve uyanıklık üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçlamaktadır.

 

Deney üç farklı yaklaşımı içermektedir: LTG kullanarak Noonan sendromu (NS) olan hastalar için bir yaklaşım, LOV kullanarak NS hastaları için bir yaklaşım ve LTG kullanarak Neurofibromatozis tip 1 (NF1) hastaları için bir yaklaşım. Katılımcılar ilacı veya plaseboyu dört gün boyunca alır ve bir hafta sonra geçiş yapılır. Sinaptik plastisite, quadri-pulse theta burst stimülasyonu (qTBS) adı verilen bir uyarı yöntemi kullanılarak ölçülür ve dikkat, bir dikkat performans testi (TAP) ile değerlendirilir.

 

Bu çalışma, RASopati hastalarında bilişsel bozulmayı ele almayı hedeflemektedir. NF1 hastalarında LOV ile elde edilen ilk sonuçlar, sinaptik plastisite ve bilişsel işlevde iyileşmeler olduğunu göstermektedir. Deneme, benzer faydaların NS hastalarında görülüp görülemediğini ve LTG’nin daha etkili bir ilaç olup olmadığını belirleyecektir. İlaçların sinaptik plastisite, bilişsel işlev ve uyanıklığı geliştirmesi beklenmektedir.

Hazırlayan: Oğuzalp Atalay

(Jung NH, Egert-Schwender S, Schossow B, Kehl V, Wahlländer U, Brich L, Janke V, Blankenstein C, Zenker M, Mall V. Improvement of synaptic plasticity and cognitive function in RASopathies-a monocentre, randomized, double-blind, parallel-group, placebo-controlled, cross-over clinical trial (SynCoRAS). Trials. 2023 Jun 6;24(1):383. doi: 10.1186/s13063-023-07392-z. PMID: 37280688; PMCID: PMC10246096.)

Diyabette Plasebo Etkisinin Gücü: Sistematik Bir Gözden Geçirme Ve Meta-Analiz

Bu inceleme, tip 2 diyabet hastalarında plasebo etkisinin büyüklüğünü belirlemeyi amaçlamaktadır. Yapılan literatür araştırmasında, plasebo ile karşılaştırma yapılan randomize kontrollü çalışmalar incelenmiştir. Meta-analiz sonuçları, plasebo grubundaki katılımcıların ortalama olarak HbA1c seviyelerinin başlangıca göre %0,14 arttığını göstermiştir. Ayrıca, oral yöntemle verilen plasebo grubunda HbA1c seviyelerinde daha belirgin bir artış saptanmıştır. Yıllara bağlı olarak yapılan analizlerde ise zamanla plasebo etkisinin azaldığı görülmüştür.

Hazırlayan: Ceren Sert

(Gossenheimer AN, de Freitas MB, Pádua Borges R, Pohlmann L, Dalzochio M, Todendi P, Ziegelmann PK, Telo GH, Schaan EBD. The power of the placebo effect in diabetes: A systematic review and meta-analysis. Prim Care Diabetes. 2023 Jun;17(3):221-228. doi: 10.1016/j.pcd.2023.03.006. Epub 2023 Mar 30. PMID: 37003927.)

Tamamlanmamış Omurilik Yaralanmalı Hastalarda Dengesiz Yüzeyde Gövde Eğitiminin Alt Ekstremite Motor Fonksiyonları Üzerindeki Etkisi

Bu çalışma, tamamlanmamış omurilik yaralanması olan hastalarda dengesiz bir yüzeyde gövde eğitiminin alt ekstremite motor fonksiyonları üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçlamaktadır. Toplamda 80 hasta rastgele olarak kontrol grubu ve çalışma grubu olmak üzere ikiye ayrıldı. Kontrol grubu, stabil bir yüzeyde gövde eğitimi alırken, çalışma grubu ise dengesiz bir yüzeyde gövde eğitimi aldı. İki grup arasında yürüyüş, alt ekstremite kas gücü, denge fonksiyonu, alt ekstremite fonksiyonu, hareketlilik ve sinir fonksiyonlarıyla ilgili çeşitli parametreler karşılaştırıldı.

Sonuçlar, her iki grupta da adım uzunluğu, adım frekansı ve rahat yürüme hızında iyileşmeler olduğunu gösterdi. Ancak, çalışma grubunda bu parametrelerde daha belirgin iyileşmeler gözlendi. Her iki grup da birden fazla alt ekstremite kasında güçlenme gösterdi, ancak çalışma grubunda daha belirgin iyileşmeler gözlendi. Çalışma grubu, kontrol grubuna kıyasla statik göz açma ve kapatma yerçekimi merkezi hareketinin daha kısa olduğunu gösterdi. Ayrıca, çalışma grubu, dinamik stabilite, American Spinal Injury Association (ASIA) alt ekstremite motor skoru, Berg denge skalası skoru ve modifiye Barthel indeksi skoru açısından kontrol grubundan daha iyi sonuçlar gösterdi. Ek olarak, çalışma grubunda ASIA sınıfında daha fazla iyileşme gözlendi.

Sonuç olarak, dengesiz bir yüzeyde gövde eğitimi, tamamlanmamış omurilik yaralanması olan hastalarda yürüyüş, alt ekstremite kas gücü ve alt ekstremite motor fonksiyonlarında etkili bir şekilde iyileşme sağlamaktadır.

Hazırlayan: Oğuzalp Atalay

(Lou Y, Li L, Chen Q. Effect of torso training on unstable surface on lower limb motor function in patients with incomplete spinal cord injury. Zhejiang Da Xue Xue Bao Yi Xue Ban. 2023 Apr 25;52(2):214-222. English, Chinese. doi: 10.3724/zdxbyxb-2022-0551. PMID: 37283106.)

Oral Yaraların Iyileşme Sürecinde Biosurfaktan Lipopeptit Yapışkan Mukus Pastanın Etkinliği: Randomize Kontrollü Bir Çalışma

Bu randomize kontrollü çalışma, özellikle tekrarlayan aftöz stomatit vakalarında oral yaraların iyileşme sürecine biosurfaktan lipopeptit yapışkan mukus pastanın etkinliğini değerlendirmeyi amaçlamıştır. Oral ülser öyküsü olan 36 katılımcı rastgele olarak ağız çalkalama klorheksidin (0.2%) pozitif kontrol grubu, biosurfaktan lipopeptit mukoadeziv grubu (A.baumannii ve P. aeruginosa) ve baz grup olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Bu çalışmada, 2’li eşleştirilmiş örnek t testi, ANOVA ve Kruskal-Wallis testi (Wilcoxon işaretli sıra testi) istatistiksel analizlerde kullanılmıştır.

Sonuçlar, tedavinin ikinci gününde pozitif kontrol grubunun etkinlik indeksinin, mukoadeziv ve baz gruplardan daha yüksek olduğunu göstermiştir (P = 0.04). Mukoadeziv grubu ile pozitif kontrol grubu arasında baz grubuna kıyasla anlamlı bir farklılık bulunmuştur (P = 0.001). Tedavinin altıncı gününde, pozitif kontrol grubu, yara boyutu açısından mukoadeziv ve baz gruplarından anlamlı şekilde farklılık göstermiştir (P < 0.05).

Sonuç olarak, bu çalışma, lipopeptit biosurfaktan içeren mukoadeziv jel kullanımının, lipopeptit olmayan mukoadeziv tedaviye kıyasla ağrı ve yara boyutunu azaltmada etkili olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, bu tedavinin rutin tedaviden daha az etkili olduğu belirtilmiştir. Ek olasılıkları araştırmak için ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.

Hazırlayan: Oğuzalp Atalay

(Shahsavani Y, Ohadi M, Dehghannoudeh G, Naghipour A, Forootanfar H, Hashemipour MA. Effectiveness of biosurfactant lipopeptide adhesive mucus paste on the healing process of oral wounds: a randomized controlled trial. Wounds. 2023 May;35(5):E178-E185. doi: 10.25270/wnds/22079. PMID: 37285589.)

Kemoterapiye Bağlı Nöropati için Akupunkturun Geçerlilik Açısından Rastgele Kontrollü Karma Yöntemlerle Yapılan Pilot Bir Çalışma: Bütünleyici Kanser Bakımında Hasta Deneyimlerinden Elde Edilen Dersler

Bu pilot çalışma, kemoterapiye bağlı nöropatik ağrı ve hoş olmayan duyumlar için gerçek akupunktur ile yanıltıcı akupunktur arasındaki geçerlilik ve kısa süreli etkileri araştırmayı amaçlamıştır. Kemoterapiye bağlı nöropatisi olan 12 hasta rastgele gerçek akupunktur veya yanıltıcı akupunktur almıştır. Çalışma, bireysel görüşmeler ve ağrı/hoş olmayan duygu değerlendirmeleri aracılığıyla nicel ve nitel veriler toplamıştır. Hastaların beş farklı deneyim kategorisi belirlenmiş olup, nöropatinin hastaların yaşamlarını olumsuz etkilediği ve akupunkturun değerli olduğu algılanmıştır. Sonuçlar, gerçek akupunkturun yüzdeki ağrı ve hoş olmayan duyumlar için daha fazla rahatlama sağladığını göstermiştir. Ancak, ellerde ve ayaklarda belirgin bir iyileşme görülmemiştir. Çalışma, gerçek akupunkturun kısa süreli etkileri olduğunu ve hastaların başarıyla kör hale getirildiğini ve tedaviye uyum sağladığını ortaya koymuştur. Yazarlar, gelecekte büyük ölçekli, rastgele körleme kontrollü akupunktur çalışmalarını teşvik etmektedir.

Hazırlayan: Oğuzalp Atalay

(Lagerstedt K, Efverman A. A Randomized Sham-Controlled Mixed Methods Pilot Study of the Feasibility of Acupuncture for Chemotherapy-Induced Neuropathy: Lessons Learned From Patient Experiences in Integrative Cancer Care. Integr Cancer Ther. 2023 Jan-Dec;22:15347354231178877. doi: 10.1177/15347354231178877. PMID: 37294052; PMCID: PMC10262658.)

Kronik Hemodiyaliz Hastalarında Menaquinon-7 Takviyesinin Arteriyel Sertlik Üzerine Etkisi: Çok Merkezli Randomize Kontrollü Bir Çalışma

Bu çalışma, kronik hemodiyaliz hastalarında menakinon-7 (MK-7) takviyesinin arteriyel sertlik üzerindeki etkisini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışmaya yüksek arteriyel sertliği olan 96 hemodiyaliz hastası katılmıştır. Hastalar rastgele olarak MK-7 takviyesi alan bir grup veya standart bakım alan bir grup olarak atanmıştır. 24 hafta boyunca takviye veya standart bakım uygulanmış ve arteriyel sertlik ölçümleri yapılmıştır.

 

Sonuçlar, MK-7 takviyesinin arteriyel sertlik üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığını göstermektedir. Ancak, diyabetli hastalarda MK-7’nin arteriyel sertliği azaltmada daha etkili olduğu bulunmuştur. MK-7 takviyesi alan grup, kontrol grubuna kıyasla arteriyel sertlik ilerlemesinde daha düşük bir orana sahiptir. Çalışma süresince ciddi yan etkiler gözlenmemiştir.

 

Bu sonuçlar, MK-7 takviyesinin diyabetli kronik hemodiyaliz hastalarında arteriyel sertlik ilerlemesini azaltmada faydalı olabileceğini göstermektedir. Ancak, kardiyovasküler sonuçlar üzerindeki etkilerini belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Hazırlayan: Oğuzalp Atalay

(Naiyarakseree N, Phannajit J, Naiyarakseree W, Mahatanan N, Asavapujanamanee P, Lekhyananda S, Vanichakarn S, Avihingsanon Y, Praditpornsilpa K, Eiam-Ong S, Susantitaphong P. Effect of Menaquinone-7 Supplementation on Arterial Stiffness in Chronic Hemodialysis Patients: A Multicenter Randomized Controlled Trial. Nutrients. 2023 May 23;15(11):2422. doi: 10.3390/nu15112422. PMID: 37299386; PMCID: PMC10255064.)

Hepatektomi Sonrası Postoperatif Dönemde Elektronik Cihazlarla Solunum Kası Eğitimi: Randomize Bir Çalışma

Bu çalışmanın amacı, karaciğer rezeksiyonu sonrası solunum kaslarının gücünü karşılaştırmak ve postoperatif pulmoner komplikasyonların incelenmesidir. Çalışma, inspiratuvar kas eğitimi grubu (GTMI) ve kontrol grubu (CG) arasında yapılmıştır. Preoperatif ve postoperatif dönemlerde her iki grupta da vital bulgular, pulmoner mekanikler ve biyokimyasal veriler değerlendirilmiştir. GTMI grubu solunum komplikasyonu yaşamamışken, CG’de üç solunum komplikasyonu görülmüştür. Solunum ölçümleri, postoperatif dönemde azalma göstermiştir. Powerbreathe® cihazıyla yapılan solunum kası eğitimi, maksimal inspiratuvar basıncı artırmış ve hastane kalış süresini kısaltmıştır.

Hazırlayan: Oğuzalp Atalay

(Pereira MG, Silva AMO, Galhardo FDM, Almeida BDM, Lopes RL, Boin IFSF. Respiratory muscle training with electronic devices in the postoperative period of hepatectomy: A randomized study. World J Hepatol. 2023 May 27;15(5):688-698. doi: 10.4254/wjh.v15.i5.688. PMID: 37305375; PMCID: PMC10251281.)